UZLAŞTIRMA
AV. FİDAN ERMUMCU
f_ermumcu@hotmail.com
Adalet Mah. 1586/13 sok. No:1 D:8 Bayraklı/İZMİR
05056438648
UZLAŞTIRMA
CONCILIATION
Av.Fidan ERMUMCU
ÖZET
Bu çalışmada Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda uzlaştırma müessesesi incelenmiştir. Çalışmanın amacı, uzlaştırma kurumuna ilişkin yasal düzenlemelerin incelenmesi ve uygulamada ortaya çıkan sonuçlar dikkate alınarak yerindeliğinin değerlendirilmesidir.
ANAHTAR KELİMELER: Uzlaştırma, Uzlaşma, Uzlaştırmacı, Onarıcı Adalet
ABSTRACT
The institution of conciliation in Turkish Criminal Procedure Law has been examined by this study. The purpose of our study is examination of legal related to the conciliation institution regulations, and evaliation of conformability taking into account the results occuring in the practice.
KEYWORDS: Conciliation, Reconciliation, Conciliator, Reparative Justice
1.GİRİŞ
Uzlaştırma, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarından biri olup, onarıcı adalet anlayışının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Onarıcı adalet, toplumun, mağdurların ve faillerin ihtiyaçlarını dengeleyerek suç oluşturan davranışa bir tepki gösterme biçimidir. Uzlaştırma kurumu, Türk ceza adalet sisteminde 2005 yılından bu yana var olup, klasik suç ve ceza anlayışından ayrı olarak, devletin ceza vermesi yerine onarıcı adalet ilkeleri ışığında, anlaşmazlıkları uzlaştırmacı aracılığıyla gidermeyi amaçlayan, çözüm odaklı bir diyalog sürecini esas alan çağdaş bir muhakeme anlayışıdır.
Mağduriyetin giderilmesinin ve bu arada uzlaşma kurumunun adeta yeniden keşfedilmesinin hukuki, siyasi ve sosyal pek çok ortaya çıkış sebebinden söz edilebilir. Uzlaştırmanın ortaya çıkışında; suç bilimi vasıtasıyla mağdurun keşfi, suç politikasında meydana gelen değişiklikler (mutlak cezalandırma düşüncesinin reddedilmesi), usul ekonomisi telakkileri, kısa ve orta süreli özgürlüğü bağlayıcı cezalara alternatif oluşturması, uluslararası hukuktaki çalışmalar (özellikle Avrupa konseyi ve Birleşmiş Milletler tarafından yapılan çalışmalar) etkili olmuştur. Ceza hukuku, artık mağdurun tatmin edilmesi ve mağduriyetinin giderilmesi hususundaki menfaatlerini göz önünde bulundurmak zorundadır.
2.KAVRAMLAR
Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğe göre;
Uzlaşma, uzlaşma kapsamına giren bir suç nedeniyle, şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin kanun ve bu yönetmelikteki (Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik) usul ve hükümlere uygun olarak uzlaştırma süreci sonunda anlaştırılmış veya anlaşmış olmalarını,
Uzlaştırma, uzlaşma kapsamına giren bir suç nedeniyle şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin kanun ve bu yönetmelikteki usul ve hükümlere uygun olarak uzlaştırmacı aracılığıyla ya da hakim veya cumhuriyet savcısı tarafından anlaştırmaları suretiyle uyuşmazlığın giderilmesi sürecini,
Uzlaştırmacı, şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar gören arasındaki uzlaştırma müzakerelerini yöneten, cumhuriyet savcısı veya mahkeme tarafından görevlendirilen hukuk öğrenimi görmüş kişiyi veya cumhuriyet savcısı ya da mahkemenin isteği üzerine baro tarafından görevlendirilen avukatı ifade etmektedir.
3.AMACI VE ÖNEMİ:
Uzlaştırma, mağdur bakımından, mağdura suçtan doğan zararın en kısa sürede giderilmesi imkanını sağlayan bir müessesedir. Mağdurun zararının, fail tarafından giderilmesine yardımcı olunur ve mağdura özgü ve anlamlı giderim şekillerinin belirlenmesi (örneğin nakden tazmin veya bir diğer giderim şeklinin) sağlanır. Böylece mağdur, zararının giderimi için hukuk mahkemesinde ayrı bir tazminat davası açmaktan kurtulur.
Şüpheli/sanık bakımından, uzlaştırma yolunu kabul eden kişi suçu da kabul etmiş sayılmaz. Müessesede temel amaç ‘barışma’ olup şüpheli/sanık olası bir anlaşma seçeneğini değerlendirebilmektedir. Bu nedenle gerçekten suç işlenmiş ise, soruşturma/kovuşturma süreçlerini yaşamak istemeyen şüpheli/sanık hem ceza yargılamasından kurtulmakta hem kendini mağdura anlatabilmektedir. Bunun yanı sıra şüpheli/sanık ceza muhakemesi sonunda ceza almaktan ve aldığı cezanın adli sicil kaydına işlenmesine ilişkin sonuçlardan da kurtulmaktadır. Kurum topluma yararlı bir birey olarak, faile imajını düzeltme fırsatı sunar.
Toplum bakımından ise uzlaşma kültürünün geliştiği bir toplumda ceza hukukuna ilişkin ihtilafların uzlaştırma ile çözümlenmesi, toplumsal değerlerin uzlaşı ve barış yönünde zenginleşmesine katkı sağlamaktadır. Suçtan kaynaklanan sorunların çözümlenmesini sadece devletten beklemek yerine, bu sorunların çözümü için gönüllüleri eğiterek çaresizlik hissinin üstesinden gelinir ve toplumun kendi suç sorunu üzerinde doğrudan etkili olabilmesi sağlanır.
Uzlaştırma kurumu, alternatif bir uyuşmazlık çözüm yoludur. Alternatif uyuşmazlık çözüm yolları yargıya yardımcı ve yargının yanında yer alan hukuksal koruma yöntemlerinin bütünüdür. Yargılama giderlerinin fazlalığı ve mahkemelerdeki iş yükü kişilerin adalete erişmede zorluk çekmesine sebebiyet vermekte olup alternatif çözüm yollarının daha etkin bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Bu anlamda uzlaştırma müessesinin ceza adalet sistemine yönelik de fayda sağlamakta olduğu ortadadır. Savcıların, ceza mahkemelerinin ve kolluk makamlarının iş yükünü azaltarak, bu mercilere tahsis edilen kamu kaynaklarının en fazla ihtiyaç duyulan davalarda daha çok kullanılmasını sağlar.
4.ÇOCUKLARDA UZLAŞTIRMA
Uzlaştırma hem toplum hem de olayın tarafları bakımından faydalı bir müessesedir. Ancak söz konusu çocuk olduğunda, suçun mağduru veya suça sürüklenen çocuk hakkında uzlaştırmanın uygulanması bakımından doktrinde tam bir görüş birliği yoktur.
Çocuklar hakkında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının yanlış olduğu görüşü, fail bir çocuksa devletin görevinin onu topluma yeniden kazandırmak olduğu, suça sürüklenen çocukla pazarlık yapmak olmadığı yönündedir.
Diğer görüşe göre ise, çocukların taraf olduğu uyuşmazlıkların uzlaştırma yoluyla çözülmesi çok faydalı olup uzlaştırma sürecine katılma gönüllülük esasına dayanır ve mahremiyet esas olup çocuk adalet sistemi, her daim çocuklarla ilgili uyuşmazlıkların çözümünde uygun bir süreç olmayabilmektedir. Uzlaştırma süreci ise çocuklar için iyi bir eğitim olabilmekte ve sosyal ve bireysel yeteneklerinin gelişmesine yardımcı olabilmektedir.
CMK’nın uzlaşmaya ilişkin hükümleri suça sürüklenen çocuklar bakımından da uygulanmaktadır. ( ÇKK m.24)
Mevzuatta suç mağduru çocuklar ile suça sürüklenen çocuklar yönünden bir ayrım yapılmamıştır. 253. maddenin 1. fıkrasına 24.11.2016 tarih ve 6763 sayılı kanunun 34. maddesiyle eklenen (c) bendi uyarınca; mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda, bunların takibinin şikayete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın uzlaştırma mümkündür.
Uzlaştırma uygulamalarında görüldüğü üzere, hem suç mağduru çocuklarda hem de suça sürüklenen çocuklarda uzlaştırma hükümlerinin uygulanması pozitif sonuçlar vermektedir. 2012-2014 yıllarında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Çocuk Bürosu’nda uzlaştırmacı görevlendirilen dosyaların tamamında uzlaştırma sağlanmıştır. Her iki tarafın da sürece katılması, kendileriyle ilgili kararı birlikte vermeleri isabetli sonuçlar doğurmakta olup bu nedenle bir şekilde suça karışan çocukların uzlaştırma yolu denenmeden yargılama sürecine katılmaları isabetli değildir.
Ancak, çocuklar ve yetişkinler yönünden farklı yasal düzenlemeler yapılmalı ve çocuklar yönünden yapılacak uygulamalarda çocuk hukukuna hakim ilkeler göz önüne alınarak yeniden, detaylı şekilde düzenlenmelidir.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre de suça sürüklenen çocuklarda uzlaştırma girişiminde bulunmadan hüküm verilmesi bozma nedenidir.
Çocuklara ilişkin uzlaştırmada, 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ile 24/12/2006 tarihli ve 26386 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ve 24/12/2006 tarihli ve 26386 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çocuk Koruma Kanununa Göre Verilen Koruyucu Ve Destekleyici Tedbir Kararlarının Uygulanması Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre işlem yapılır.
Çocuk adalet sisteminde birçok Avrupa ülkesinde mağdur-fail uzlaştırma programı uygulanmaktadır. Çocuklarla ilgili kanun politikalarında olabildiğince çok yardım ve gerekli olduğu kadar az ceza, temel felsefe olmalıdır.
5.TÜRK CEZA MUHAKEMESİNDE UZLAŞTIRMA
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile yeni bir kavram olarak hukukumuza girmiştir.
5271 sayılı CMK’nın 253,254 ve 255. maddelerine dayanılarak 26.07.2007 tarihli Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik hazırlanmıştır. Uzlaştırmaya ilişkin usul ve esaslar söz konusu yönetmelikte düzenlenmiştir.
24.11.2016 tarih ve 6763 sayılı kanunla 253. maddenin ilk şeklinde “uzlaşma” olan madde başlığı “uzlaştırma” olarak değiştirilmiş ve müessesenin kapsamı genişletilerek, uzlaştırma usulü yeniden düzenlenmiştir.
6.UZLAŞTIRMANIN HUKUKİ NİTELİĞİ
Maddi ceza hukuku ile ceza muhakemesi hukuku işlevsel olarak birbiri ile ilişkili, ancak birbirinden bağımsız iki ayrı hukuk dalıdır. Uzlaştırma müessesesinin hangi kısma ait olduğu noktasında uygulamada görüş birliği yoktur.
Şekli kuralları ve uygulama şartlarını içeren uzlaştırma kanaatimce de karma nitelikte bir kurumdur. Zira taraflarca uzlaştırma teklifi kabul edildiğinde uzlaştırma yolu denenmeden dava açılamaz. Bu yönüyle usul hukukunu ilgilendirmekle birlikte uyuşmazlığın taraflarca çözülerek uzlaşmaya varılması ve edimin yerine getirilmesi halinde devletin ceza verme hakkı ortadan kalktığından ve suçtan doğan anlaşmazlık tüm sonuçlarıyla sona erdiğinden uzlaştırma maddi ceza hukukuna da ilişkindir.
Uzlaştırma mağduriyetin giderilmesini de içine alan, ancak onun çok daha ötesinde, kendi yaptırım sistemini de içinde barındıran yeni bir adalet anlayışıdır.
7.UZLAŞTIRMANIN MÜMKÜN OLDUĞU SUÇLAR
Uzlaştırma tüm suçlar bakımından geçerli bir alternatif çözüm yöntemi değildir. Kanunumuz sınırlı bir alanda bu kurumu kabul etmiştir. 253. maddenin 1. fıkrası uyarınca uzlaştırma hükümleri:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
1.Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2.Taksirle yaralama (madde 89),
3.Tehdit (madde 106, birinci fıkra),
4.Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
5.Hırsızlık (madde 141),
6.Dolandırıcılık (madde 157),
7.Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
8.Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239)
suçları yönünden uygulanabilir.
Görüldüğü üzere 24.11.2016 tarih ve 6763 sayılı kanunun 34. maddesi uyarınca, takibi şikayete bağlı olmayan “tehdit, hırsızlık ve dolandırıcılık” suçları uzlaştırma kapsamına alındığı gibi diğer düzenlemelerle de uzlaştırmanın kapsamı oldukça genişletilmiştir.
Yargıtay halihazırda kesinleşmemiş dosyalar yönünden 6763 sayılı kanunla yapılan lehe düzenlemelerin dikkate alınması gereğine istinaden bozma kararları vermektedir.
Takibi şikayete bağlı suçlar, ister Türk Ceza Kanununda isterse özel ceza kanunlarında yer alsın uzlaştırma kapsamındadır. Özel ceza kanunlarında düzenlenen suç tipleri, takibi şikayete bağlı değilse, özel bir hükümle uzlaştırma kapsamına alınmadıkça (m.253/2) soruşturma ve kovuşturma bu yolla sonuçlandırılamaz.
. maddenin 1. fıkrası dikkate alındığında Türk Ceza Kanunu’nda yer alan ve takibi şikayete bağlı olan suçlar ile özel olarak uzlaştırmaya tabi olduğu belirtilen aşağıdaki suç tipleri yönünden kurum tatbik edilebilir:
a) Bir Türk vatandaşının 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında işlediği, Türk Kanunlarına göre aşağı sınırı 1 yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlar (m. 11/2),
b) Bir yabancının 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk Kanunlarına göre aşağı sınırı en az 1 yıl hapis cezasını gerektiren yabancı ülkede Türk vatandaşının veya Türk Kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisinin zararına işlediği suçlar (m. 12/2),
c) Kasten yaralama suçu (üçüncü fıkra hükmü hariç m.86/1-2; 88),
d) Taksirle yaralama suçu (m.89),
e) Tehdit (m.106/1),
f) Konut dokunulmazlığının ihlali suçu (m.116),
g) İş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçu (m. 117/1),
h) Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu (m. 123),
ı) Kamu görevlisine görevinden dolayı işlenen hali hariç hakaret suçu (m. 125-131),
i) Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu (m.132, 139),
j) Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu (m. 133, 139),
k) Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu (m. 134, 139),
l) Hırsızlık suçu (m.141, 144),
m) Kullanma hırsızlığı suçu (m. 146),
n) Yağma suçunun kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla işlenmesi halinde tehdit veya kasten yaralama suçuna ilişkin hükümlerin TCK. m. 106/1, 86/1,2 uygulanması hali (m. 150/1),
o) Mala zarar verme suçu (m.151),
ö) Hakkı olmayan yere tecavüz suçu (m. 154/1),
p) Güveni kötüye kullanma suçu (m. 155/1),
r) Bedelsiz senedi kötüye kullanma suçu (m. 156/1),
s) Dolandırıcılık (m.157) ve dolandırıcılığın nitelikli halleri kapsamında da olsa bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi (m. 159),
ş) Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu (m. 160),
t) Yağma ve nitelikli yağma hariç malvarlığına karşı işlenen suçların haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin yahut aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin veya aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına işlenmesi hali (m. 167/2),
u) Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçu (m. 209/1),
ü) Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçu (m. 233/1),
v) Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçu (m.234),
y) Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması suçu (dördüncü fıkra hariç, madde 239).
z) Yabancı devlet temsilcisine karşı işlenen hakaret suçu (m.342/2).
Şikayete tabi suçlarda uzlaşma hükümlerinin uygulanabilmesi altı aylık şikayet süresi içinde usulüne uygun şikayet bildiriminin yapılmış olmasına bağlıdır. Adli makamlar her nasılsa fiilden haberdar olsalar da, şikayet koşulu gerçekleşmeden konu uzlaştırma bürosuna intikal ettirilemez.
8.UZLAŞTIRMANIN UYGULANAMAYACAĞI HALLER
Bazı hallerde uzlaştırma hükümlerinin uygulanması kanun koyucu tarafından engellenmiş, kurumun niteliği ve amacı ile bağdaşmayan suç tipleri kapsam dışında bırakılmış bulunmaktadır.
Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda uzlaşma yoluna gidilemez. Bu sebepten ötürü cinsel saldırı suçunun temel şekli (m.102/1), evlilik birliği içinde gerçekleşen nitelikli cinsel saldırı suçu (m.102/2), sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel istismarın failinin çocuk olması hali (m.103/1), reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun temel şekli (m.104/1) ve cinsel tacizin temel şekli (m.105/1) yönünden soruşturma ve kovuşturma yapılması şikayete tabi olmakla birlikte uzlaştırmaya tabi değildir.
TCK’da yer alan yetişkinlere veya çocuklara yönelik cinsel suçların uzlaştırmaya tabi olması halinde hem mağdurun adalete olan güveni hem de kamu vicdanı sarsılacaktır. Cinsel suçlarda mağdura uzlaştırma teklif edilmesinin dahi onun onurunu zedeleyeceğini kabul etmek gerekir.
Uzlaşma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde de uzlaşma hükümleri uygulanmayacaktır. (m.253/3)
Suçtan zarar göreni kamu tüzel kişisi olan suçlar da CMK k.253/1 gereğince uzlaştırma kapsamında değildir. Kural olarak işlenen suç şikayete tabi bulunsa dahi suçtan zarar görenin kamu tüzel kişisi olması durumunda uzlaşma hükümleri uygulanamamaktadır.
9.ETKİN PİŞMANLIĞA YER VERİLEN SUÇLARDA UZLAŞTIRMA
24.11.2016 tarih ve 6763 sayılı kanunla “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar” yönünden uzlaştırma yasağı öngören hüküm ilga edilmiştir. Böylece takibi şikayete bağlı malvarlığına karşı suçlar uzlaştırma kapsamına alınmıştır.
Mağdurun zararın gidermek isteyen fail ya da diğer suç ortakları hakkında, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi, mağdurun kabulüne bağlı değildir. Uzlaştırmada ise, şüpheli veya sanık ile mağdurun karşılıklı irade uyuşmasının varlığı, yani uzlaşması aranır. Etkin pişmanlık açısından şüpheli yahut sanığın aynen iade veya tazmini teklif etmesine rağmen, mağdurun kabul etmemesi durumunda, soruşturma safhasında cumhuriyet savcısı, yargılama aşamasında hâkim tarafından suça konu malın aynen iadesi veya tazmini hususunda bir ödeme noktası tayin edilerek, iade yahut tazminin gerçekleşmesi sağlanmalıdır. Bu yönüyle etkin pişmanlıkta, uzlaştırmadan farklı olarak mağdurun, şüpheli veya sanığın tazmin konusunda anlaşması, tazmini kabul etmesi şart değildir. Böylelikle, uzlaştırmaya tabi bir suçta, mağdur veya suçtan zarar görenin kabul etmemesi sebebiyle uzlaşma gerçekleşmemiş olsa da, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma ihtimali mevcuttur.
10.MÜESSESENİN UYGULANMASINDA TEMEL İLKELER
Yönetmeliğin 6. Maddesinde ‘genel hükümler’ başlığı altında uzlaştırmanın uygulanmasında gözetilecek hususlar ifade edilmiş olup şu şekildedir:
1) Uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için mağdur ya da suçtan zarar görenin gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olması gerekir.
2) Aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın birden çok kişi tarafından işlenen suçlarda, ancak uzlaşan şüpheli veya sanık uzlaşmadan yararlanır.
3) Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir.
4) Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması hâlinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez.
5) Uzlaşma teklifinde bulunulması veya teklifin kabul edilmesi, soruşturma ya da kovuşturma konusu suça ilişkin delillerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel değildir.
6) Uzlaşmaya tâbi suçlarda, uzlaştırma girişiminde bulunulmadan, kamu davasının açılmasının ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemez.
Bunun yanı sıra uzlaştırma kurumunun uygulamasında göz önünde tutulması gereken diğer hususlar şunlardır:
Uzlaştırma, şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin özgür iradeleri ile rıza göstermeleri hâlinde gerçekleştirilir. Bu kişiler anlaşma yapılana kadar iradelerinden vazgeçebilirler (yön.m.5/1).
Uzlaştırma, şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin temel hak ve hürriyetlerine uygun olarak, menfaatlerinin korunması esası gözetilerek yürütülür (yön.m.5/2).
Uzlaştırmaya katılan şüpheli, sanık, mağdur veya suçtan zarar gören müzakereler sırasında, kanunun tanıdığı temel güvencelere sahiptir (yön.m.5/3).
Şüpheli, sanık, mağdur veya suçtan zarar gören Türkçe bilmiyorsa veya engelli ise kanunun 202. maddesi (tercüman bulundurulacak haller) hükmü uygulanır (yön.m.5/4).
Uzlaştırma sürecine başlanmadan önce şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar gören; hakları, uzlaşmanın mahiyeti ve verecekleri kararların hukukî sonuçları hakkında bilgilendirilir (yön.m.5/5).
Şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin yaşı, olgunluğu, eğitimi, sosyal ve ekonomik durumu gibi faktörler ile ilgili belirgin farklılıklar, uzlaştırma sürecinde göz önüne alınır (yön.m.5/6).
Uzlaştırmacı avukat, bu sıfatla görev yaptığı olayla ilgili olarak daha sonra vekil veya müdafi olarak görev üstlenemez (yön.m.5/8).
Uzlaştırma müzakereleri gizli olarak yürütülür (m.253/13). Bu kapsamda, uzlaştırmacı, soruşturmanın gizliliği ilkesine uygun davranmakla yükümlüdür (m.253/11).
Uzlaştırma müzakereleri sırasında yapılan açıklamalar, herhangi bir soruşturma ve kovuşturmada ya da davada delil olarak kullanılamaz (m.253/20).
11.SORUŞTURMA AŞAMASINDA UZLAŞTIRMA
Soruşturma aşamasında uzlaştırmanın nasıl yapılacağı hususu yine Yönetmelikte ayrıntılı olarak düzenlenme bulmuş olup 8. maddede uzlaştırma teklifinin nasıl yapılacağı şu şekilde ifade edilmiştir:
(1) Soruşturma konusu suçun, uzlaşmaya tâbi olması ve işlendiği hususunda yeterli şüphenin bulunması hâlinde; Cumhuriyet savcısı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Cumhuriyet savcısının yazılı ya da acele hallerde sözlü tâlimatı üzerine, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene adlî kolluk görevlisi de uzlaşma teklifinde bulunabilir. Sözlü emir, en kısa sürede yazılı olarak da bildirilir.
(2) Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin reşit olmaması ya da kısıtlı olması hâli ile mağdur veya suçtan zarar görenin ayırt etme gücü bulunmaması durumunda, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Bu kişilerin ayırt etme gücüne sahip olup olmadıkları Cumhuriyet savcısı tarafından araştırıldıktan sonra, uzlaşma teklifinin muhatabı belirlenir.
(3) Cumhuriyet savcısı veya adlî kolluk görevlilerince yapılacak uzlaşma teklifi, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek 1/a veya Ek 1/b sayılı uzlaşmanın mahiyeti ile uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukukî sonuçlarının bulunduğu Uzlaşma Teklif Formlarının hazır bulunan ilgiliye imzalatılarak verilmesi ve formda yer alan bilgilerin açıklanması suretiyle yapılır. Cumhuriyet savcısı veya adlî kolluk görevlisi tarafından, bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirildiğine ve uzlaşma teklifinde bulunulduğuna ilişkin formun imzalı örneği soruşturma evrakı içine konulur.
(4) Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez.
Cumhuriyet savcısı gerektiğinde uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilecektir.
Uzlaştırma teklifinde karar süresi 3 gün olarak belirlenmiştir. Uzlaşma teklifinde bulunulanlardan herhangi biri, en geç üç gün içinde teklifi yapan adlî kolluk görevlisine ya da görevli Cumhuriyet savcısına kararını bildirmediği takdirde, uzlaşma teklifi reddedilmiş sayılır.
Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da adresin belirlenememesi gibi başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde ise uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılacaktır.
Soruşturmada bilgilendirme yükümlülüğü gereği uzlaşma teklifinde bulunulması hâlinde; şüpheliye, mağdura veya suçtan zarar görene ya da kanunî temsilcilerine, uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukukî sonuçlarının yer aldığı Yönetmelik ekinde yer alan formdaki bilgiler açıklanır.
Yönetmeliğin 20. Maddesinde edimin konusu ise şu şekilde ifade edilmiştir:
(1) Taraflar uzlaştırma sonunda belli bir edimin yerine getirilmesi hususunda anlaşmaya vardıkları takdirde aşağıdaki edimlerden bir ya da birkaçını veya bunların dışında belirlenen hukuka uygun başka bir edimi kararlaştırabilirler:
a) Fiilden kaynaklanan maddî veya manevî zararın tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hâle getirilmesi,
b) Mağdurun veya suçtan zarar görenin haklarına halef olan üçüncü kişi ya da kişilerin maddî veya manevî zararlarının tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hâle getirilmesi,
c) Bir kamu kurumu veya kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluş ile yardıma muhtaç kişi ya da kişilere bağış yapmak gibi edimlerde bulunulması,
ç) Mağdurun, suçtan zarar görenin veya bunların gösterecekleri üçüncü şahsın, bir kamu kurumunun ya da kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluşun belirli hizmetlerini geçici süreyle yerine getirmesi veya topluma faydalı birey olmasını sağlayacak bir programa katılması gibi diğer bazı yükümlülükler altına girilmesi,
d) Mağdurdan veya suçtan zarar görenden özür dilenmesi.
Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi hâlinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı, edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi hâlinde, Kanunun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemeyecektir. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmesi hâlinde, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, Kanunun 171. maddesinin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır.
Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi hâlinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38. maddesinde yazılı ilâm mahiyetini haiz belgelerden sayılır.
Uzlaşmanın sağlanması hâlinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılacaktır.
12. ZAMANAŞIMI
Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenden birine ilk uzlaşma teklifinde bulunulduğu tarihten itibaren, uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kaldığı ve en geç uzlaştırmacının raporunu düzenleyerek cumhuriyet savcısına verdiği tarihe kadar dava zamanaşımı ile kovuşturma koşulu olan dava süresi işlemez.
Tarafların, müzakereler sırasında taraflardan birinin yazılı veya sözlü olarak uzlaşmadan vazgeçtiğini bildirmesi üzerine düzenlenen raporun cumhuriyet savcısına verildiği tarihten itibaren dava zamanaşımı ve kovuşturma koşulu olan dava süresi yeniden işlemeye başlayacaktır.
13.MAHKEME AŞAMASINDA UZLAŞMA
Mahkeme aşamasında uzlaştırma Yönetmeliğin 25. Maddesinde düzenleme bulmuştur.
Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun hukukî niteliğinin değişmesi nedeniyle uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması, soruşturma aşamasında uzlaşma teklifinde bulunulması gerektiğinin ilk olarak mahkeme aşamasında anlaşılması, cumhuriyet savcısı tarafından iddianame düzenlenmeksizin doğrudan doğruya mahkeme önüne gelen uzlaşmaya tâbi bir fiilin varlığı, mahkeme aşamasında kanun değişikliği nedeniyle fiilin uzlaşma kapsamına girmesi durumlarının varlığı hâlinde, uzlaştırma işlemleri soruşturma aşamasında belirtilen esas ve usule göre, mahkeme tarafından yapılmaktadır.
Mahkeme, uzlaştırma işlemlerine ilişkin tebligat ve yazışmaları duruşma gününü beklemeksizin dosya üzerinden de yapabileceği gibi mahkeme aşamasında yapılan uzlaşma teklifi reddedilmesine rağmen, taraflar uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç duruşmanın sona erdiği açıklanıp hüküm verilmeden önce mahkemeye başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilmektedirler.
Yönetmeliğin 27. Maddesinde sayılan kovuşturma aşamasında uzlaşmanın hukukî sonuçları ise şu şekildedir; uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi hâlinde, davanın düşmesine, edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi hâlinde; sanık hakkında, Kanunun 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir ve geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmesi hâlinde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, mahkeme tarafından, Kanunun 231 inci maddesinin on birinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır.
Sanığın, edimini yerine getirmemesi hâlinde uzlaşma raporu veya belgesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38. maddesinde yazılı ilâm mahiyetini haiz belgelerden sayılır.
Uzlaşmanın sağlanması hâlinde ise, kovuşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılacaktır.
14.UZLAŞTIRMACI
Şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görenin uzlaşma teklifini kabul etmesi hâlinde, cumhuriyet savcısı uzlaştırmayı kendisi gerçekleştirebileceği gibi, bir avukatın uzlaştırmacı olarak görevlendirilmesini barodan isteyebilir ya da yönetmelikte nitelikleri belirlenen hukuk öğrenimi görmüş bir kimseyi görevlendirebilir. Cumhuriyet savcısının uzlaştırmayı kendisinin gerçekleştirmesi, görevinin niteliği ile bağdaşmamaktadır. Bu sebeple kanunun cumhuriyet savcısına verdiği bu yetkiyi, cumhuriyet savcısının doğrudan uzlaştırma yapması ve uzlaştırıcı sıfatıyla hareket etmesi şeklinde değil, daha önce taraflar arasında yapılmış ve cumhuriyet savcısına beyan edilmiş olan bir uzlaşmayı tespit etmesi şeklinde anlamak gerekir.
Hâkimin davaya bakamayacağı ile tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı reddini gerektiren hâller, uzlaştırmacı görevlendirilmesi ile ilgili olarak da göz önünde bulundurulur. Uzlaştırmacı, bu hâllerin varlığı hâlinde cumhuriyet savcısına durumu bildirir; ancak tarafların rızası hâlinde görev yapabilir.
Ceza Muhakemesi Kanununda, uzlaştırıcı olabilmek için belli bir mesleki tecrübe veya eğitime sahip olma koşulu aranmamıştır.
Avukatın uzlaştırmacı olarak görevlendirilme usulü Yönetmeliğin 14.maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir;
(1) Baro tarafından öncelikle uzlaştırma üzerine eğitim almış bir avukat görevlendirilir.
(2) Tarafların üzerinde anlaştığı avukatın soruşturmanın yapıldığı yer barosuna kayıtlı olması gerekmez. Bu hâlde görevlendirme avukatın bağlı bulunduğu baro tarafından yapılır.
Hukuk öğrenimi görmüş uzlaştırmacıda aranan nitelikler ve görevlendirilme usulü ise yine Yönetmeliğin 15. maddesinde;
(1) Hukuk öğrenimi görmüş uzlaştırmacıların görevlendirilmesinde aşağıdaki şartlar aranır:
a) Üniversitelerin hukuk fakültelerinden mezun olmak,
b) Hukuk veya hukuk bilgisine programlarında yeterince yer veren siyasal bilgiler, idarî bilimler, iktisat ve maliye alanlarında en az dört yıllık yüksek öğrenim yapmak,
c) Hukuk dalında yüksek lisans ya da doktora yapmış bulunmak,
ç) Baroya kayıtlı avukat olmamak,
d) Taksirli suçlar hariç olmak üzere; 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş ve affa uğramış, ertelenmiş ya da paraya çevrilmiş olsa bile kesinleşmiş bir kararla veya Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, millî savunmaya, Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları ile yabancı devletlerle olan ilişkilere karşı suçlardan ya da zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, yağma, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık, vergi kaçakçılığı, gerçeğe aykırı bilirkişilik yapma, yalan tanıklık ve haksız mal edinme suçlarından biriyle hükümlü bulunmamak,
e) Disiplin yönünden meslekten ya da memuriyetten çıkarılmamış veya geçici olarak yasaklanmamış olmak.
(2) Hukuk öğrenimi görmüş uzlaştırmacılar, ağır ceza merkezi Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından belirlenen listeye kayıtlı olanlar arasından seçilirler. Bu listeye kayıtlı olan uzlaştırmacılar sadece kayıtlı bulundukları il sınırları içerisinde değil ülke çapında görev alabilirler.
(3) Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, Ceza Muhakemesinde uzlaştırmacı olarak görev almak amacıyla listeye kaydolmak için her yılın Kasım ayının sonuna kadar Cumhuriyet başsavcılığına bir dilekçeyle başvurur. Başvurular şahsen yapılabileceği gibi, kayıtlı olunan oda, çalışılan kurum ve kuruluş aracılığıyla da yapılabilir.”
şeklinde düzenleme bulmuştur.
Uzlaştırmacı olarak görevlendirilecek kişi, görevine başlamadan önce ve görev yaptıkları sürece eğitime tabi tutulur. Eğitim; uzlaştırmanın hukuki niteliği ve sonuçları, uygulama alanları, iletişim teknikleri, etik kurallar konularında Türkiye Adalet Akademisi, Adalet Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı, Türkiye Barolar Birliği, ilgili barolar ve bu konuda eğitim veren üniversiteler ile iş birliği içerisinde yerine getirilir. TBB Uzlaşma Yönergesi 7. Maddesinde uzlaştırmacı avukatların eğitiminin barolar tarafından yapılacağı düzenlenmiştir. Barolar uzlaştırmacı avukatlara, psikoloji, müzakere teknikleri, beden dili, ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku konularında eğitim vermelidir.
Uzlaştırmacılar yürüttükleri müzakerelerde; bağımsız hareket etme, gizlilik yükümüne uyma, tarafların ortak yararını gözetme, taraflara süreci anlatma, herhangi tarafın leh veya aleyhinde görüş bildirmeme, tarafların özgür iradeleriyle anlaşmaya varmalarını sağlayacak uygun tedbirleri alma, masumiyet karinesine uygun davranma ilkelerine uymakla yükümlü bulunmaktadırlar.
Her şeyden önce uzlaştırıcı, uzlaştırma müzakereleri süresince taraflara eşit mesafede ve saygılı davranmalı, tarafların müzakerelerde yeterli ve eşit söz hakkına sahip olmasını sağlamalıdır.
15.UZLAŞTIRMA MÜZAKERELERİNİN ÖZELLİKLERİ VE SÜRECİN SONUÇLARI:
Uzlaştırıcı, soruşturma dosyasını inceleyerek, mağdurun zararının ne olduğunu, miktarını ve niteliğini tespit etmeli, mağdur ve failin belgelere yansıyan kişiliklerini değerlendirip seçeceği müzakere şekli, tekniği ve planında bunu gözetmeli; mağdur ile fail arasındaki somut uyuşmazlığın ne olduğunu, şiddetini, nedenlerini ve mağdurun veya mağdurun çevresinin bu uyuşmazlıktan nasıl etkilenmiş olabileceğini, failin sorumlu tutulduğu eylemin nedenlerini ve failin de bu uyuşmazlıktan nasıl etkilendiğini değerlendirmelidir.
MADDE 18 (Uzlaştırma Müzakereleri)
(1) Uzlaştırma müzakerelerine şüpheli, mağdur, suçtan zarar gören, kanunî temsilci, müdafi ve vekil katılabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin kendisi veya kanunî temsilcisi ya da vekilinin haklı bir mazereti olmaksızın müzakerelere katılmaktan imtina etmesi hâlinde, ilgili taraf uzlaşmayı kabul etmemiş sayılır.
(2) Uzlaşma sağlanabilmesi için birden fazla müzakere yapılabilir. Uzlaştırmacı, müzakereler sırasında izlenmesi gereken yöntemle ilgili olarak Cumhuriyet savcısıyla görüşebilir; Cumhuriyet savcısı, uzlaştırmacıya uzlaştırma müzakerelerinin kanuna uygun yürütülmesi amacıyla tâlimat verebilir.
(3) Müzakereler, taraflarla birlikte veya ayrı ayrı gerçekleştirilecek toplantılarla yürütülebilir.
(4) Müzakereler, görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle de yapılabilir.
Uzlaştırma müzakerelerinde gizlilik, gerek taraflar gerek uzlaştırıcı için geçerli bir ilkedir. Hem tarafların düşüncelerini özgürce açıklayabilmelerini sağlamak hem de menfaatlerinin korunması için gerekmektedir. Ancak, gizlilik ilkesinin ve delil yasağının kötüye kullanılması engellenmelidir. Aksi halde, müzakerelere katılan taraflardan biri, kovuşturmada kullanılmasını istemediği bir delili müzakerede ileri sürmek ve ardından uzlaşmamak suretiyle, davayı aydınlatmak için önemli olan bazı delillerin incelenmesini engelleyebilir.
MADDE 19 (Uzlaştırma Müzakerelerinin Gizliliği)
(1) Uzlaştırma müzakereleri gizli olarak yürütülür. Uzlaştırmacı, uzlaştırma sürecinde yapılan açıklamaları, kendisine aktarılan veya diğer bir şekilde öğrendiği olguları gizli tutmakla yükümlüdür.
(2) Uzlaştırma sürecinde yapılan açıklamalar herhangi bir soruşturma, kovuşturma ya da davada delil olarak kullanılamaz. Müzakerelere katılanlar bu bilgilere ilişkin olarak tanıklık yapmak zorunda bırakılamaz.
(3) Uzlaştırmacı tarafından gerekli görülmesi hâlinde tutulan tutanak veya notlar, kapalı bir zarf içerisinde Cumhuriyet savcısına verilir. Cumhuriyet savcısı tarafından mühür ve imza altına alınan kapalı zarf dosyada muhafaza edilir. Bu zarf, sadece uzlaştırmacı tarafından düzenlenen ve Cumhuriyet savcısı tarafından mühür ve imza altına alınan raporun sahteliği iddiası dolayısıyla ortaya çıkan uyuşmazlığı gidermek amacıyla delil olarak kullanılmak üzere açılabilir.
(4) Daha önce mevcut olan bir belge veya olgunun, uzlaştırma müzakereleri sırasında ileri sürülmüş olması, bunların soruşturma ve kovuşturma sürecinde ya da bir davada delil olarak kullanılmasına engel teşkil etmez.
Uzlaştırma müzakereleri, kamu kurum ve kuruluşlarının bu amaçla ayrılan yerlerinde, tarafların kabulü halinde uzlaştırmacının bürosunda, taraflarca kabul edilen herhangi başka bir yerde gerçekleştirilebilir.
Uzlaşmanın gerçekleşmesi hâlinde uzlaştırmacı ücreti ve diğer uzlaştırma giderleri devlet hazinesi üzerinde bırakılır. uzlaşmanın gerçekleşmemesi hâlinde ise uzlaştırmacı ücreti ve diğer uzlaştırma giderleri hakkında kanunun yargılama giderlerine ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
16.UZLAŞTIRMADA İZMİR MODELİ
İzmir Adliyesinde uygulanan uzlaştırma kurumu, uzlaşma bürosunda görevli cumhuriyet savcıları tarafından sistemli bir kurum haline getirilmiş olup uygulamada alınan sonuçlara bakıldığında İzmir ilinde yapılan uzlaştırma müzakerelerinin yüksek oranlarda uzlaşma ile sonuçlanmasının en önemli sebebi uygulanmakta olan “İzmir Modeli”dir.
Bu süreçte uzlaşma savcısı aktif rol oynamakla birlikte, bu otoriter bir rol olmayıp sürecin etkin ve başarılı uygulanmasını sağlamaya yöneliktir.
Edimin konusuna ve ifasına yönelik olarak kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere diğer kurumlarla etkin iş birliği yapılmaktadır. Uzlaştırmacıların olumlu sonuçlar almasındaki önemli etkenlerden birini de bu iş birliği oluşturmaktadır.
Bunun yanı sıra kolluğun uzlaştırma teklifinde bulunmaması sağlanmış, bu da uzlaşma kurumundan daha başarılı sonuç alınmasına neden olmuştur.
Taraflar ayrıca sürece dahil edilmeden önce bir aydınlatılma sürecinden geçirilmektedirler. Her hafta İzmir Adliyesinde düzenli olarak gerçekleştirilen uzlaşma bilgilendirme toplantıları, tarafların gerek uzlaştırmacılara gerekse müesseseye olan güvenlerinin ve inançlarının artmasında önem arz etmektedir.
17.SONUÇ
Sonuç olarak, Türk ceza adalet sisteminde son yıllarda ortaya çıkmış olan söz konusu müessese, toplumsal barışın sağlanmasına hukuki bir zemin hazırlayacaktır. Süreç, failin cezalandırılmasına ek olarak, failin mağdurda yarattığı olumsuz etkileri görmesi ve yeniden suç işlemeyi önlemesine hizmet etmesi yönünden önem arz etmektedir. Esasında kurum, katılan tüm taraflar açısından olumlu sonuçlar içermektedir. Uzlaştırma kurumu, bireyde hoşgörü anlayışının yeşermesini sağlayan niteliği de bünyesinde barındırmakla birlikte, mağdur açısından kısa sürede adaletin gerçekleşmesi ve bu aşamada aktif rol alması yönüyle olumlu sonuçlar doğurmaktadır.
KAYNAKÇA
Çetintürk, E, Ceza Adalet Sisteminde Uzlaştırma, İstanbul 2009
Kaymaz, S., Hasan T. G, Uzlaşma ve Önödeme, 2.Baskı , Ankara 2007
Nuhoğlu, A, ‘’Uzlaşma Bakımından Şikayete Bağlı Suçlar’’, Ceza Muhakemesi Hukukunda Uzlaşma (ed. Feridun Yenisey), İstanbul 2005
Özbek, M. S, Alternatif Uyuşmazlık Çözümü 2. Cilt, 4. Baskı, Ankara 2016
Özbek, V. Ö vd, Ceza Muhakemesi Hukuku, 7. Baskı, Ankara 2015
Uğur, T, ‘’Çocuk Yargılamasında Avrupa’daki Yeni Uygulamalar’’, Çocuklar ve Suç-Ceza, (ed.Yener Ünver) Karşılaştırmalı Güncel Ceza Hukuku Serisi:4, Ankara 2005