SÖZLÜ SINAVLARIN YARGISAL DENETİMİ
İ Ç İ N D E K İ L E R
KISALTMALAR
ÖZET
GİRİŞ
1.SINAV ve SÖZLÜ SINAV KAVRAMLARI
2.SÖZLÜ SINAVLARIN YAPISINDAKİ ZAYIFLIKLAR
3.SÖZLÜ SINAVLARIN YAPILIŞ USULÜNDEKİ MUHTEMEL HUKUKA AYKIRILIK HALLERİ
4.YARGISAL DENETİM
5.ÜLKEMİZDE EĞİTİM YÜKSEKÖĞRETİM HUKUKU ADI ALTINDA KENDİ GENEL TEORİSİ OLAN BİR HUKUK DALI OLMUŞ OLSA İDİ
SONUÇ
KAYNAKÇA
ÖZET
Bu çalışmanın asıl konusu, sözlü sınavları idari yargıda yargısal denetimi olup ilk olarak sınav ve sözlü sınav kavramları açıklanmış, eğitim bilimsel açıdan sözlü sınavların beraberinde getirebileceği problemler üzerinde kısaca durulmuştur. Ardından Danıştay kararları ışığında sözlü sınavların uygulamada nasıl bir hukuki denetime tabi olduğu hususunun bir değerlendirmesi yapılmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Sınav, sözlü sınav, idarenin takdir yetkisi, sınavların yargısal denetimi
GİRİŞ
İdarenin bütün eylem ve işlemleri gibi sözlü sınavlar da idari yargı yerlerince denetime açıktır. İdarece yapılmakta olan her sınavın her zaman hukuka uygun gerçekleştiğini söylemek mümkün değildir. Yargısal denetimin nasıl gerçekleşeceği, son yıllarda oluşan içtihatların tüm sözlü sınavlarda geçerli olup olmadığı hususu önem taşımaktadır. Sözlü sınavların hukuki denetimi hakkında Türk İdare hukuku doktrinde yok denecek kadar az çalışma mevcut olup, bu konu hakkında mevzuatta da oldukça eksik düzenleme bulunmaktadır. Sözlü sınavların yargısal denetimine ilişkin hususlar daha çok Danıştay içtihatları ile şekillenmiştir.
Her idari işlemde olduğu gibi sözlü sınavlarda da yetki, şekil, sebep, amaç ve konu unsurlarında hukuka aykırılıklar olma ihtimali olup, yargısal denetime açıktır.
1.SINAV ve SÖZLÜ SINAV KAVRAMLARI
Sınav kavramını TDK, ‘Öğrencilerin veya bir işe girmek isteyenlerin bilgi derecesini anlamak için yapılan yoklama, imtihan, test.’ olarak tanımlamıştır.
Sözlü sınav ise, soruların genellikle sözlü sorulduğu ve cevapların da sözlü olarak verildiği sınav türü olarak tanımlanmaktadır.
2. SÖZLÜ SINAVLARIN YAPISINDAKİ ZAYIFLIKLAR
Sözlü sınavlar geleneksel olarak yıllardır uygulanmaktadır. Genel itibariyle sözlü sınavlar, öğrencilerin ifade becerilerinin, yabancı dildeki telaffuzlarının ölçülmesinde, okul öncesi eğitimde, üniversitelerde yüksek lisansa girişte, tez savunmalarında, bazı mesleki yerleştirmelerde, kamuya personel alımda uygulanmaktadır.
Yapısındaki zayıflıklar nedeni ile diğer sınav türlerinde göre daha az kullanılmaktadırlar. Bu zayıflıklar sıkça sözlü sınavlara itiraz edilmesine ve yargıya taşınmasına sebebiyet vermektedir. Eğitim bilimciler sözlü sınavların başlıca özelliklerini ve bundan kaynaklı yapısındaki zayıflıkları şu şekilde tanımlamışlardır:
-Cevaplar sözlü olarak verilir. Yapılmakta olan sınavda amaç bilgi ölçmek ise sonucu etkilememesi gereken sözlü ifade yeteneği, konuşmanın etkinliği, ses tonu vb. puana karışabilmekte, bu durum sınavın geçerliliğini düşürmekte, sözlü sınavlar istenilen amaca çoğu zaman hizmet edememektedir.
-Sorular genellikle sözlü yöneltilir. Cevaplayıcının soruyu tekrar gözden geçirmesine fırsat vermemekte, cevaplayıcı tarafından soru ile ne istendiği tam olarak anlaşılmayabilmektedir.
-Yanıtlar çoğu halde üzerinde iyice düşünülüp tasarlanmadan verilir.
-Cevaplar kaydedilmediği için puanlama ya cevaplar verilirken veya cevaplama tamamlandıktan sonra yapılır. Bu da genel izlenimle yapılan bir puanlama şeklinde olur, bu şekilde yapılmış bir puanlamada geçerlik ve güvenilirliğin düşük olması beklenir.
-Korku, sıkılma, genel görünüm gibi etkenlerin puana karışma olasılığı vardır.
-Sınava alınış sırası sonuçları etkileyebilir.
-Sözlü sınavlarda sorulan soruların cevapları genellikle bir kelime, sayı veya cümleden daha uzundur. Bu sebeple bu sorulara verilen cevaplar ne tümüyle doğru ne de tümüyle yanlıştır.
-Cevabın uzun veya bir dereceye kadar doğru olması halinde bunun doğruluk derecesine cevabı dinleyen kişinin karar vermesi gerekir. Bu karar önemli ölçüde sübjektif olacaktır. Bu durum denetimdeki zorluğu beraberinde getirmektedir.
Yukarıda anlatılan sebeplerle bu sınav türü ile elde edilen ölçümlerin geçerlilik ve güvenilirliği düşük olur. Ölçme ve değerlendirmedeki bu durum da sözlü sınavlarda idarenin takdir yetkisinin sıkça yargı yoluna taşınmasına sebebiyet vermektedir.
3.SÖZLÜ SINAVLARIN YAPILIŞ USULÜNDEKİ MUHTEMEL HUKUKA AYKIRILIK HALLERİ
İdarece yapılan değerlendirmenin her zaman hukuka uygun olarak yapıldığını söylemek mümkün değildir.
Özellikle kamuya personel alımı için yapılan sınavlarda belli kişileri işe alabilmek için hukuka aykırı sınav yapıldığı iddiası sık sık karşılaşılmakta ve yargıya müracaat edilmektedir. Hukuk devleti ilkesinin yanı sıra kamu hizmetine girme hakkı ve liyakat ilkesi de gündeme gelmektedir. Bu sebeple bu konuda yapılacak hukuka aykırılıklar doğrudan temel hak ve özgürlüklere müdahale niteliği taşımaktadır.
İdarenin bütün eylem ve işlemleri gibi sözlü sınavların da idari yargı yerlerince denetlenmesi gerektiği açıktır.
Sözlü sınavların yargısal denetimi ile alakalı doktrinde çok fazla çalışma olmaması sebebi ile içtihatlardan yola çıkılarak konu ortaya konulabilmektedir.
Diğer idari işlemlerde olduğu gibi sözlü sınavların da konu, şekil, yetki, sebep, amaç unsurlarında hukuka aykırılıkların olma ihtimali vardır. Fakat yargı kararlarına baktığımızda şekil unsurundaki aykırılıklar öne çıkmaktadır.
Konu unsuru yönünden işin niteliği gereği sonradan bilirkişi incelemesi yaptırılamayacağı, idarenin takdir yetkisi vb gerekçeler ile çoğunlukla denetim imkanı olmadığı yönünde kararlar verilebilmektedir.
Şekil unsurunda hukuka aykırılıklar şu şekillerde meydana gelebilmektedir:
-Öncelikle sınav komisyonunun usule uygun oluşturulmaması Danıştay tarafından sınavın esasını etkileyen asli şekil kuralı ihlali saymaktadır.
-Adaylara fırsat tanınmaması da adaylara soruları cevaplayabilme fırsatının tanınması ve adayın konsantrasyonu bozucu durumların ortadan kaldırılması gibi hallerde ortaya çıkmakta olup Danıştay kararları incelendiğinde bu hususun da şekil unsuruna aykırılık olarak değerlendirilmiş olduğu görülmektedir.
-Danıştay son dönemde vermiş olduğu kararlarında sözlü sınavların ses ve görüntülerinin kaydedilmesi hususuna vurgu yapmıştır. Aksi halde yazılı delil bulunmadığı için mahkemece delil tespiti yaptırabilme imkanı ortadan kalkmaktadır. Yüksek Mahkeme vermiş olduğu kararlarda bu uygulamanın objektif denetimi sağlayarak hukuk devleti ilkesini gerçekleştirme açısından önemli bir uygulama olacağını vurgulamaktadır.
-Sınav soru ve cevaplarının önceden hazırlanarak tutanağa bağlanması da etkin ve verimli yargısal denetim yapılabilmesi için zorunludur. Sınav soru ve cevaplarının kayda geçmesi hususu kamuya personel alımında yaşanan kayırmacılığın önlenebilmesi açısından önem teşkil etmektedir.
4.YARGISAL DENETİM
Yargısal denetimle alakalı, yargı organları içerik denetimi yapabilirler mi, idarenin takdir yetkisinin sınırları nasıl çizilmelidir ilk olarak bu sorular üzerinde durulmalıdır.
İdarenin bütün faaliyetlerinde hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak hukuk kurallarına uygun hareket edilmesi beklenir. Ancak, idarenin faaliyet alanının genişliği, bu alanların tüm ayrıntıları ile düzenlenmesinin imkansızlığı idareye hareket serbestisi tanınması zorunluluğunu beraberinde getirir. İdare bu yetkisini kamu yararına kullanmak zorundadır.
Yargı yerleri idarenin takdir yetkisine müdahalede bulunamazlar. Bu durumun istisnalarını açık takdir hatası ve ölçülülük ilkesine aykırılık oluşturmaktadır.
Yargı organları açık takdir hatası olarak görülecek bir durum olmadıkça verilen nota müdahale edemez.
Sebep-konu unsurları arasında dengenin bulunup bulunmadığı ise ölçülülük ilkesi olarak değerlendirilmektedir. Jürinin verdiği notlar arasındaki fahişlik de Danıştay’ca iptal sebebi sayılmıştır.
5.ÜLKEMİZDE EĞİTİM YÜKSEKÖĞRETİM HUKUKU ADI ALTINDA KENDİ GENEL TEORİSİ OLAN BİR HUKUK DALI OLMUŞ OLSA İDİ
Ülkemizde eğitim ve yükseköğretim hukuku adı altında kendi genel teorisi olan bir dal olamaması da sözlü sınavların yargısal denetiminde yaşanan sorunların kaynaklarından önemli bir tanesidir.
Eğitim ve yükseköğretim hukuku adı altında kendine özgü, idare hukukunun genel teorisinden ayrı kendi temel ilkeleri ve teorisi olan bir dal olamaması sebebiyle konu idare hukukunun içinde kaybolmakta, konuya ilişkin litaratürde yok denecek kadar az çalışmaya rastlanmaktadır.
Ayrıca konuyla alakalı mevzuatta düzenleme açısından büyük eksiklikler olup bu durum kararlarda içtihat birliği oluşamamasına sebebiyet vermektedir. Bazı kurumlar kendi mevzuatlarında konuya ilişkin düzenlemeye gitmekte, birçok kurum düzenleme yönünden eksik kalmakta, bu sebeple dağınık ve yetersiz bir mevzuat bulunmaktadır. Eğitim ve yükseköğretim hukuku adı altında bağımsız bir dal, gerek mevzuatta gerekse doktrinde konunun tüm yönleriyle ele alınmasını sağlamak açısından çözüm olacaktır.
SONUÇ:
Hukuk devleti ilkesinin gereği olarak idarenin tüm eylem ve işlemleri gibi sözlü sınavların da idari yerlerce denetimi mümkündür.
Sözlü sınavların iptali için açılan birçok davada Danıştay sınavla alakalı yazılı delil bulunmaması sebebiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasının imkansızlığı sebebiyle davanın reddine karar vermiştir.
Fakat hukuk devleti ilkesinin hayata geçirilmesi için teknolojik imkanlardan faydalanarak kayıt altına alınmak suretiyle yargısal denetimi yapılabilmesi yönünde içtihatlar geliştirmiştir.
Unutulmamalıdır ki yargı yetkisi idari eylem ve işlemin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. (A. m125)
Yargı yerleri, takdir yetkisini ortadan kaldıracak şekilde karar verilemez.
Hangi soruların sorulacağı, hangi durumda kaç puanın verileceği, adayın yeterli performansı gösterip göstermediği hususlarının önceden tüm yönleriyle nesnel olarak düzenlenmesi mümkün değildir.
Tüm bu anlatılanlar göz önüne alındığında, sözlü sınavların idare hukuku genel ilkeleri çerçevesinde yargısal denetime açık olduğu tartışmasızdır.
KAYNAKÇA
Bilgin, H. Ve Sezer Y. (2009) ‘’Sözlü Sınavların Yargısal Denetimi’’ TBB Dergisi, Sayı 86:168-187
Özçelik, D.A. (1998). Ölçme ve Değerlendirme. ÖSYM Yayınları, Ankara.
Tan, T. (1996). ‘’Sınav ve Jüri Değerlendirmelerinin Yargısal Denetimi’’Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 51(1)
Tekindal, S.(2002). Okullarda Ölçme ve Değerlendirme Yöntemleri. Evrim Yayınevi, İstanbul.
KISALTMALAR
A………………………………Anayasa
E……………………………… Esas
K……………………………. ..Karar
m……………………………… Madde
TDK………………………….. Türk Dil Kurumu
Av. FİDAN ERMUMCU
Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı